Her gezginin bir hikayesi vardır
8 Eylül 1609 Sultanahmet Külliyesi’nin İnşaatı
8 Eylül 1609 Sultanahmet Külliyesi’nin İnşaatı

8 Eylül 1609 Sultanahmet Külliyesi’nin İnşaatı

Zaman, bazen bir mimarın ellerinde şekillenir ve mekan, onun ruhunu yansıtır. 8 Eylül 1609’da, Osmanlı’nın eşsiz dehası Mimar Sedefkar Mehmet Ağa, I. Ahmed’in emriyle Sultanahmet Külliyesi’nin temelini attı. Bu an, sadece bir inşaatın başlangıcı değil, bir dönemin, bir hayalin ve binlerce hikayenin doğuşuydu. Tam 8 yıl süren bu yolculuk, 1617’de külliyenin tamamlanmasıyla meyvesini verdi ve İstanbul’un siluetine unutulmaz bir iz bıraktı.

O gün, sabahın erken saatlerinde başlayan çalışma, Sedefkar Mehmet Ağa’nın vizyonunu taşla buluşturdu. I. Ahmed’in isteğiyle şekillenen bu eser, cami, medrese, hastane, aşevi ve dükkanlarla bir külliye olarak tasarlandı. Her taş, o dönemin estetiğini ve maneviyatını taşıyordu. Sedefkar’ın incelikle işlediği detaylar – zarif kubbeler, muhteşem çiniler ve devasa minareler – zamanın ötesine bir selam oldu. 8 yıl boyunca, işçilerin alın teri ve sanatçıların becerisiyle yükselen bu yapı, sadece bir ibadet mekanı değil, bir medeniyetin aynasıydı.

Sultanahmet Külliyesi’nin tamamlandığı 1617, İstanbul’un hikayesine yeni bir sayfa ekledi. Kullanıma açıldığında, mavi çinileriyle “Mavi Camii” adını alan bu eser, ziyaretçilerine hem huzur hem de hayranlık verdi. Bu külliye, Sedefkar’ın sabrını, I. Ahmed’in hayalini ve o günleri yaşayanların umutlarını barındıran bu mekan hâlâ ayakta; zamanın akışında durmuş, bize geçmişten seslenen bir hikaye sunuyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir